para harcamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

para harcamak



"para harcamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
para harcamak spend money f.
para harcamak spend f.
para harcamak bestow [obsolete] f.
para harcamak dispurpose f.
para harcamak spring f.
Trade/Economic
para harcamak disburse f.

"para harcamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 114 sonuç

Türkçe İngilizce
General
tutarsızca fazlasıyla para harcamak spend money like water f.
harcamak (para) disburse f.
su gibi para harcamak spend money like water f.
harcamak (bir proje için para/emek/zaman) invest in f.
aşırı para harcamak have money to burn f.
fazla para harcamak overspend f.
harcamak (zaman/para vb'ni belirli bir biçimde) dispose of f.
harcamak (epey para) splurge f.
boşuna harcamak (para/zaman vb'ni) trifle away f.
düşünmeden para harcamak splash out f.
gösteriş amacıyla para harcamak splash out f.
-e epey para harcamak splurge on f.
ölçüsüzce para harcamak spend money lavishly f.
ölçüsüzce para harcamak spend money intemperately f.
ölçüsüzce para harcamak spend extravagantly f.
sorumsuzca para harcamak lash (out) [uk] f.
(para) harcamak vest f.
hızla büyük meblağlarda para harcamak hemorrhage f.
(para) harcamak outlay f.
(para veya zamanı) boşa harcamak sport [rare] f.
Phrasals
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak lay something out f.
belli bir hesaptan para harcamak debit (something) against (someone or something) f.
belli bir hesaptan para harcamak debit (something) to (someone or something) f.
belli bir hesaptan para harcamak debit (something) with (something) f.
belli bir hesaptan para harcamak debit something against someone or something f.
belli bir hesaptan para harcamak debit something to someone or something f.
belli bir hesaptan para harcamak debit something with something f.
(bir şey için) bir miktar para harcamak expend (something) for (something) f.
zaman, para harcamak sink in f.
birine/bir şeye zaman, para harcamak sink something in (to) someone or something f.
birine/bir şeye zaman, para harcamak sink something in f.
(bir şey) için (belli bir miktar daha az para) harcamak save (an amount of) (money) on (something) f.
bir şey için (belli bir miktar daha az para) harcamak save (money) on something f.
(belli bir hesaptan para) harcamak debit against f.
(belli bir hesaptan para) harcamak debit to f.
(belli bir hesaptan para) harcamak debit with f.
için bir miktar para harcamak expend for f.
(biri/bir şey) için aptalca para harcamak/dökmek fritter something away (on someone or something) f.
(biri/bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak lay out (an amount of money) on (someone or something) f.
(biri/bir şey için) büyük miktarda para harcamak lay out for (someone or something) f.
için para harcamak lay out on f.
(birine/bir şeye) zaman, para harcamak sink into (someone or something) f.
(bir şeye belli bir para) harcamak/ödemek spend (something) on (something) f.
(biri için belli bir miktar para) harcamak spend (something) on (someone) f.
gösteriş amacıyla (bir şeye) para harcamak/dökmek splash out (on something) f.
(bir şeye) düşünmeden para harcamak/saçmak splash out (on something) f.
Colloquial
bozuk para gibi harcamak wipe the floor with f.
çok büyük para harcamak spend a bomb f.
su gibi para harcamak spend a bomb f.
(belli biri miktar para) harcamak be out (some amount of money) f.
belli biri miktar para harcamak be out an amount of money f.
Idioms
dikkatli para harcamak nickel-and-dime f.
bilinçsizce para harcamak play at ducks and drakes f.
kötü bir alışkanlığı devam ettirebilmek için çok para/emek/çaba harcamak feed the beast f.
ufak tefek şeylerde cimrilik yaparken bir taraftan da kontrolsüzce büyük miktarda para harcamak spare at the spigot and spill at the bung f.
aşırı para harcamak spend money like it's going out of fashion f.
bir şeye çok para harcamak go to the expense of something f.
çok para harcamak be out of pocket f.
çok para harcamak spend money like water f.
çok para harcamak spend money like it's going out of fashion f.
cebinden çuvalla/dünya kadar para harcamak dig deep into one's pockets f.
cebinden çuvalla/dünya kadar para harcamak dig deep into one's purse f.
cebinden çuvalla/dünya kadar para harcamak dig deep f.
çok para harcamak burn through the money f.
kazandığından çok para harcamak live beyond one's means f.
su gibi para harcamak spend money like water f.
su gibi para harcamak spend money like there's no tomorrow f.
su gibi para harcamak spend money like it's going out of style f.
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak lay something out on something f.
(bir şey için) (belli bir miktar) para harcamak lay something out for something f.
sonu hüsran olan bir işe çok fazla para ve emek harcamak pay too dearly for (one's) whistle f.
hesaplı para harcamak haul in (one's) horns f.
sorumsuzca/dikkatsizce para harcamak spend money like a drunken sailor f.
kendi kendine varlığını sürdürebilen bir şeye lüzumsuz para, enerji harcamak feed the beast f.
gereksiz/zararlı bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak feed the beast f.
bir faydası olmayan bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak feed the beast f.
her şeyi yiyip yutan bir şeyi devam ettirebilmek için büyük para, zaman, enerji harcamak feed the beast f.
bir şey için bir sürü para harcamak dig deep f.
bol para/kaynak harcamak dig deep f.
çok para harcamak lighten (one's) wallet f.
büyük miktarda para harcamak lighten (one's) wallet f.
çabuk/hızlı para harcamak spend money hand over fist f.
çok para harcamak spend money hand over fist f.
çuvalla/avuç avuç para harcamak spend money hand over fist f.
sürekli para harcamak spend money hand over fist f.
su gibi para harcamak spend money hand over fist f.
küçük bir miktar parayı vermekten kaçınırken uzun vadede daha büyük bir para harcamak zorunda kalmak be penny-wise and dollar-foolish f.
bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak be penny-wise and dollar-foolish f.
(birine/bir şeye) çok para harcamak drop a bundle on (someone or something) f.
çok para harcamak go to the expense f.
(bir şey için) çok para harcamak go to the expense (of doing something) f.
bir şey/bir şey yapmak için çok para harcamak go to the expense of something/of doing something f.
bir şey/bir şey yapmak için çok para harcamak go to a lot of expense of something/of doing something f.
(bir şeye) çok para, enerji harcamak go to town (on/over something) f.
kazandığından çok para harcamak live beyond means f.
daha özgür bir şekilde para harcamak loosen the purse strings f.
para vermek/harcamak put your hand in your pocket [uk] f.
para vermek/harcamak put your hand into your pocket [uk] f.
yarınını düşünmeden para harcamak spend like a sailor (on shore leave) f.
müsrifçe para harcamak spend like a sailor (on shore leave) f.
çok fazla para harcamak spend like a sailor (on shore leave) f.
sorumsuzca/dikkatsizce para harcamak spend like a sailor (on shore leave) f.
su gibi para harcamak spend like a sailor (on shore leave) f.
gösteriş amacıyla (birine/bir şeye) para harcamak/dökmek splurge (on someone or something) f.
(birine/bir şeye) düşünmeden para harcamak/saçmak splurge (on someone or something) f.
dikkatli para harcamak stretch money f.
daha az para harcamak trim (one's) sails f.
yarını düşünmeden (para harcamak vb) as if there is no tomorrow expr.
yarını düşünmeden (para harcamak vb) like there's no tomorrow expr.
yarını düşünmeden (para harcamak vb) like there ain't no tomorrow expr.
yarını düşünmeden (para harcamak vb) as if there was/were no tomorrow expr.
Trade/Economic
fondan para harcamak unpurse f.
(spekülasyonda) çok para harcamak overspeculate f.
Slang
su gibi para harcamak piss money up the wall f.